5 Günde Tez Yazılır Mı?
Hadi itiraf edelim, hepimiz bir noktada “Tezi 5 günde yazabilir miyim?” diye düşünmüşüzdür. Bu soru, öğrenci hayatının en cesur, en tehlikeli ve en umutsuzca başvurulan sorusudur. Bir yanda haftalarca süren “Araştırmalarım var, ama biraz daha derinleşmem gerek” mazereti, diğer yanda “5 günde bu işi bitirebilirim!” umudu. Peki, gerçekten 5 günde tez yazılır mı? Hadi bu soruya biraz mizahi bir yaklaşımla bakalım, çünkü bu macera kesinlikle gülmeye değer!
Erkekler: Strateji, Plan ve Hızlı Çözüm
Erkekler, çözüm odaklıdır. Bu konuda büyük bir strateji kurarlar ve “Hadi bakalım, 5 günde tez yazılır mı?” diye sorup, cevabı bulduktan sonra anında harekete geçerler. Planlarına göre, günün ilk 24 saati konu belirleme ve gereksiz ayrıntılarla uğraşmadan genel bir çerçeve oluşturma zamanı olacaktır. Geriye kalan dört günde ise hızla yazmaya başlarlar. “Google Scholar”da araştırmalar yaparken, 45 dakikada 5 makale okumayı başarıp hemen özetini çıkarırlar. Bu, doğru orantılı olarak kahve tüketimiyle gider: her bir paragraf başına bir espresso.
Gün sonunda ise; “Yarısını bitirdim. 3 günde bitiririm, 2 günde düzenlerim, 1 günde de sunum yaparım” diyerek günün sonunda yatağa yatarlar. Her şey planlı, her şey stratejik.
Ancak, tezi yazarken en büyük engel “kendi yarattığı mükemmellik tuzağı” olacaktır. Yazmaya başlamak kolaydır ama işin içinde kendi mükemmeliyetçi tarafları devreye girince, cümlelerin bitmesi zorlaşır. O yüzden, “Bu cümleyi beğenmedim. Baştan yazmalıyım!” düşüncesi, 5 günde bitirme planını tehdit eden en büyük düşmanlardan biridir. Sonuç olarak, gece yarısı yazmaya devam eden, uykusuz ama kararlı bir “tez savaşı kahramanı” doğar.
Kadınlar: Empati, Duygusal Bağlantı ve Sosyal Destek
Kadınlar, tezin sadece akademik değil, duygusal bir yolculuk olduğunu çok iyi bilirler. Bir tez yazmak sadece kelimeleri kağıda dökmek değildir; bu, içsel bir bağ kurma sürecidir. “Hedefim bu tezle dünyayı değiştirmek değil, bu sürecin sonunda biraz daha kendimi tanımak,” diye düşünürken bulurlar kendilerini. Tabii, tez süreci hem içsel bir yolculuk, hem de bir sosyal olaydır. “Bu tez çok zor!” diye itiraf ettikleri anda, bir grup arkadaş hazırdır: “O nasıl bir şey? Sana yardımcı olabilir miyiz? Birlikte yazarız!” Birkaç saat içinde, tez yazmanın yanı sıra, birkaç saatlik bir dost sohbeti, kahve içme ve kişisel gelişim seansları da başlar.
İlk birkaç gün araştırmalar yapılır, sonra o araştırmalar sosyal medyada paylaşılır: “Tezimi bitirdim, artık eğlenceliyim!” derken, “Tezimi bitirmem gerek ama önce biraz kitap okurum, belki ilham gelir” düşüncesi devreye girer. Tüm bu süreç içinde, yazmanın yanına birkaç duygusal anekdot da eklenir: “Bu başlık neden bana kendimi üzgün hissettiriyor? Belki de biraz değiştirmeliyim…”
Kadınlar için tez yazmak, bir empati sürecidir ve her cümlede bir hikaye arayışıdır. Bu yüzden, yazdıkları metinlere, tezleri bitirmekten çok, onlarla bir ilişki kurma gözüyle bakarlar. Her sayfa bir “gerçek benlik” çıkarımıdır. Yazmanın sonunda ise, “Bu tezi yazmak bir terapi gibiydi. Aslında biraz daha zamanım olsaydı, belki de daha iyi bir şey yazardım” diye düşünüp, huzur içinde derin bir nefes alırlar.
Peki, Gerçekten 5 Günde Tez Yazılır Mı?
Hadi, gerçekçi olalım. 5 günde tez yazmak, mümkün olsa da… biraz çılgınca olur. Evet, strateji ve empati ile donanmış bir kişi bir hafta sonunda harika bir tez ortaya koyabilir, ama 5 gün, belki sadece bir “ilk taslak” olabilir. “Tez yazmak” dediğimizde, araştırma, yazma, düzeltme ve son haline getirme süreçlerini göz önünde bulundurursak, 5 gün, sadece bir yoğun maraton olabilir.
Ancak bu “çılgınca” çaba, her yönüyle öğretici bir deneyim olacaktır. Belki de birkaç gün uykusuz geçirecek, kahveye bir adım daha yakın olacaksınız ama sonunda başardığınızda, “Bunu yapabilirim” duygusuyla dolacak ve kendinizi dünyayı fethetmiş gibi hissedeceksiniz.
Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Peki, sizce 5 günde tez yazmak mümkün mü? Strateji mi, empati mi? Hangi taraf sizsiniz? 5 gün içinde tezi bitirebileceğiniz bir çılgınlık projesine girişir misiniz, yoksa biraz daha vakte mi ihtiyacınız var? Yorumlarda buluşalım ve bu konuda ne düşündüğünüzü paylaşın!